31 Ocak 2015 Cumartesi

Güneş Enerjisi

 Güneş enerjisi nedir?

Güneşten elde edilen enerji. Güneş enerjisi, son yıllarda yenilenebilen enerji kaynakları içinde, üzerinde en çok çalışılanı olmuştur. Güneş, dünyamıza ve diğer gezegenlere enerji veren büyük bir enerji kaynağıdır. Bitkiler, canlı doku üretmek ve besin yapabilmek (fotosentez) için güneş enerjisinden faydalanır. Rüzgar, güneş ışınlarının sıcaklık farkı hasıl etmesinden meydana gelir. Kömür ve bitki artıklarından petrol meydana gelmesi de güneş enerjisi sayesindedir.

Güneş enerjisi
Güneş ışınları, asırlardan beri yeryüzüne geldiği halde, faydalanmaya başlama oldukça yenidir. Archimedes (Arşimed)in (M.Ö. 267) iç bükey aynalarla güneş enerjisini odaklıyarak Sirakuza’yı kuşatan gemileri yaktığı iddia edilmektedir. Güneş enerjisi konusundaki çalışmalar 1600 yılında Galile’nin merceği bulmasıyla artmıştır. İlk defa Fransa’da, Belidor (1725) tarafından güneş enerjisi ile çalışan bir pompa yapılmıştır. Mouchot, 1860 yılında parabolik aynalar yardımıyla güneş ışınlarını odaklayarak, küçük bir buhar makinası yapmıştır. İlk defa güneş enerjisi ile çalışan, hava çevrimli makinayı, 1868 yılında Ericsson geliştirmiştir. Bu yıllarda güneş enerjisi konusunda çalışmalar yoğunlaşmış, tatlı su elde edilmesi ve güneş ocakları ile ilgili çok sayıda çalışmalar yapılmıştır. Adams, Hindistan’da yedi askerin yemeğini en soğuk ay sayılan Ocak ayında, konik yansıtıcılı güneş ocağıyla iki saatte pişirmiştir. Shuman ve Boys, 1913 yılında parabolik aynalar yardımıyla bir buhar üreticisi yapmışlar ve bundan faydalanarak Nil Nehrinden su çeken 50 BG’deki sulama pompasını çalıştırmışlardır.
Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında petrolün önem kazanmasıyla güneş enerjisi üzerindeki çalışmalar araştırma seviyesinde kalmıştır. Güneş enerjisinin önem kazanması daha çok 1973 yılındaki dünya enerji kriziyle başladı. Petrol fiyatının gittikçe artması, yeni kaynaklar üzerindeki çalışmaları artırmış, özellikle güneş enerjisi, üzerinde en çok çalışılan konu olmuştur.

Güneş enerjisinin diğer enerji türlerine göre çok sayıda avantajı mevcuttur:
a) Tükenmeyen enerji kaynağı olmasıdır.
b) Temiz enerji türüdür.
c) Doğabilecek ekonomik bunalımdan etkilenmez.
d) Mahalli uygulamalara elverişlidir.
e) Çok sayıdaki ülkede faydalanılabilir.
f) Karmaşık teknolojiye ihtiyaç duyulmamaktadır.
g) İşletme masrafları çok azdır.
ğ) Güneş enerjisinin gaz, duman, kükürt veya radyasyon gibi zararlı artıkları yoktur.
Enerjiden ihtiyaç duyulduğu bölgede faydalanılabileceğinden enerjinin nakil problemi de yoktur. Güneş enerjisinin diğer enerji kaynaklarına göre çok sayıda üstünlükleri olmasına rağmen, günümüzde uygulamalarının az oluşunun sebepleri vardır:
a) Birim yüzeye gelen güneş ışınları devamlı olmadığından depolama gerekmektedir,
b) Enerji ihtiyacının fazla olduğu kış aylarında, güneş ışınları az ve geceleri ise hiç yoktur,
c) Güneş enerjisinden faydalanılan birçok tesisatın ilk yatırım masrafları fazladır. Halihazırda ekonomik değildir. Günümüzde, özellikle petrol fiyatlarının çok hızlı artması, güneş enerjisini gittikçe cazip kılmakta ve güneş enerjisinden faydalanılan sistemlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye’de, güneş enerjisi konusundaki çalışmalar yenidir. Özellikle 1973 enerji krizinden sonra ülkemizde de güneş enerjisi ile ilgili çalışmalar fazlalaşmış ve 1975 yılından sonra güneş enerjisi ile sıcak su temin edilen sistemler yaygınlaşmıştır. Halen, yüzün üzerinde güneş toplayıcısı imal eden firma bulunmaktadır. Güney ve batı sahillerimizde çok sayıda güneş enerjili sıcak su sistemi mevcuttur.
Güneş enerjisinden faydalanma
Güneş enerjisinden direkt faydalanılan sistemler, aktif ve pasif sistemler diye iki açıdan incelenmektedir. Toplayıcılar veya diğer herhangi bir dönüştürücü ile güneşten enerji teminine aktif faydalanma denir. Özellikle binaların yön, geometri ve yapı elemanlarının değişimiyle güneşten enerji teminine pasif faydalanma denir.
Güneş enerjisinden faydalanma şekillerinden bazıları:
1) Sıcak su temini,
2) Meskenlerin ısıtılması,
3) Meskenlerin serinletilmesi,
4) Kurutma,
5) Tarımda faydalanma,
6) Güneş fırınları ve güneş ocakları,
7) Güneş pompaları,
8) yüzme havuzlarının ısıtılması,
9) Isı pompası,
10) Elektrik elde edilmesi,
11) Soğutma sistemlerinde,
12) tuz temini,
13) Deniz suyundan saf su elde edilmesi,
14) Yapma fotosentez,
15) sera ısıtmasıdır.
Yukarıda belirtilen uygulamaların birçoğunda güneş ışınları biri ısı değiştiricisi (genellikle düz toplayıcı) aracılığıyla bir akışkana (su, hava) aktarılır. Sıcaklığı artan akışkan, faydalanma maksadına göre depolanır veya sisteme gönderilir.
Güneş toplayıcıları
Güneş ışınları ile bir akışkanın sıcaklığının artmasını sağlayan gereçlere güneş toplayıcıları (kollektörü) adı verilir. Başka bir ifadeyle, güneş toplayıcıları, güneşin ışık enerjisini ısı enerjisine dönüştürürler. Konstrüksiyon şekline göre düz ve odaklı, kullanılan akışkan cinsine göre sıvılı ve gazlı (havalı) toplayıcılar olarak gruplandırılabilir. Akışkan sıcaklığının 100°C’den daha düşük olabileceği sistemlerde (sıcak su temini ve hacim ısıtması gibi) düz toplayıcılar kullanılır. Sıcaklığın 100°C’den daha yüksek değerlerinin gerektiği durumlarda ise odaklı toplayıcıların kullanılması gerekmektedir. Pratikte, güneş enerjisinin en yaygın kullanıldığı su ısıtması gibi durumlarda 100°C’den daha düşük sıcaklıklar yeterli olduğundan düz toplayıcılar daha çok kullanılmaktadır.
Toplayıcı tipi, faydalanılan enerji türüne göre seçilir. Sıcak su temininde sıvılı toplayıcılar, ev ısıtmasında havalı toplayıcılar tercih edilir.
Güneş ışınlarının miktarı, senenin günlerine, bulutluluk oranına, çevrenin topoğrafik yapısına ve coğrafik faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Fazla bulutlu geçen bölgelerde, direkt güneş ışınım miktarı az olduğundan toplayıcı verimi düşüktür ve çoğu zaman hiç toplanamaz. Odaklı ve düz toplayıcıların birbirlerine göre bazı avantajları vardır. Odaklı toplayıcılarda çok yüksek sıcaklıklara çıkılabildiği halde, yapımı zor ve pahalıdır.
Düz toplayıcılar:
1) Konstrüksiyonu daha basittir.
2) Yayılı ışınımdan da faydalanabilir.
3) Tesisatın yerleştirileceği zeminin hazırlanması kolaydır.
4) Hareketli kısımları yoktur.
5) Hava şartlarına karşı mukavim ve daha uzun ömürlüdür.
6) İşletme masrafları azdır.
7) Ancak 100°C sıcaklığa kadar çıkabilir.
Basit ve kullanışlı olması sebebiyle pratikte daha çok kullanılan bir düz toplayıcı tipi genellikle beş kısımdan meydana gelir:
1) Güneş ışınlarını geçiren ve üstten ısı kaybını önleyen, bir veya çok sayıdaki saydam veya yarı saydam örtü.
2) Enerji toplayan siyah yüzey.
3) Isı taşıyan akışkanın dolaştığı borular veya tüpler.
4) Toplayıcının alt kısmında olan, ısı kaybını azaltmak için kullanılan yalıtkan cisim (cam yünü, strofor, mantar vs.).
5) Toplayıcıyı dış etkenlerden koruyan ve yukarıda belirtilen elemanları bir araya getiren kılıf.
Bazı toplayıcı tiplerinde de yukarıda sayılan elemanların bir kısmı bulunmaz. Mesela; havalı toplayıcılarda siyah yüzey ve borular yerine siyaha boyanmış katlı camlar veya matris tipi elemanlar kullanılır.
Odaklı toplayıcılar:
1) Yüksek sıcaklıklar elde edebilir.
2) Konstrüksiyonları daha zor ve daha pahalıdır.
3) Sadece direkt güneş ışınlarından faydalanılabilir.
4) Tesisatın yerleştirilmesi için özel yerler hazırlanmalıdır.
5) Güneşi takibeden mekanizmalara ihtiyaç duyulur.
6) İşletme masrafları düz toplayıcılara göre daha fazladır.
Güneş enerjili sıcak su sistemleri
Meskenlerde sıcak su temini için kullanılan enerji, bina için gerekli olan enerjinin % 12’si mertebesindedir. Sıcak su temini için daha ziyade gaz, fuel-oil, odun veya elektrik enerjisi kullanılmaktadır. Son zamanlarda, güneş enerjisinden de istifade edilmektedir. Güneş enerjisi potansiyeli büyük ülkelerde (ABD, Japonya, Avustralya vs.), meskenlerin sıcak su ihtiyacının büyük bir kısmı, güneş enerjisi ile temin edilmektedir. Birçok ülkede, sıcak suyun güneş enerjisinden faydalanılarak hazırlanması için teşvik tedbirleri alınmaktadır.
Güneş enerjili sıcak su ısıtıcıları çok değişik şekillerde yapılabilmektedir. Basit tip sıcak su ısıtıcılarında enerji toplama ve depolama aynı kap içinde yapılır. Kendinden depolu sıcak su ısıtıcıları denilen bu ısıtıcıların avantajı, taşınabilir olmalarıdır.
Tabii dolaşımlı sistemler:
En yaygın kullanılan sıcak su ısıtma sistemlerindendir. "Termosifon tipi su ısıtıcısı" olarak da isimlendirilir. sistem düz toplayıcılardan ve yalıtılmış bir depodan ibarettir. Açık veya kapalı devreli olarak yapılabilirler. Tabii dolaşımlı, açık devreli sıcak su sisteminde, toplayıcılarda ısınan su genişleyerek deponun üst kısmından depoya akar. Bunun yerini deponun altındaki soğuk su alır. Güneş ışınlarının olduğu ve toplayıcı sıcaklığı depo sıcaklığından büyük olduğu müddetce sirkülasyon devam eder. Soğuk iklimlerde toplayıcılarda dolaşan suyun donma problemi vardır. donma ihtimalinin olduğu günlerde sistemin boşaltılması lazımdır. Ayrıca, toplayıcılarda dolaşan su ile kullanılan su karışıyorsa, toplayıcı borularında korozyona sebebiyet verebilir veya kireçlenme ile boru et kalınlığı artabilir. Bu problemleri ortadan kaldırmak için, toplayıcı devresinde donma sıcaklığı düşük ve antifiriz ilaveli akışkan dolaştırılarak, sistem kapalı devreli yapılır.
Tabii dolaşımlı sıcak su sistemlerinde, pompaya ve otomatik kumanda cihazlarına ihtiyaç olmadığından, basit ve kullanışlıdırlar. Ancak, sirkülasyonun olabilmesi için, deponun toplayıcılardan daha yüksekte olması gerekir. Bu sebeple de sistemin yerleştirilmesi zordur.
Pompalı sistemler:
Pompalı sıcak su sisteminde, genel olarak pompa, diferansiyel, termostat, sıcak su deposu, genişleme tankı ve çek valf bulunur. Tabii dolaşımlı sistemlerde olduğu gibi açık devreli veya kapalı devreli yapılabilirler.
Sıcak su üretiminde kullanılan toplayıcılar, bulunduğu yerin enlemine eşit eğimde ve güneye doğru olarak yerleştirilmelidirler.


Rüzgar Enerjisi
Rüzgar Enerjisi Nedir
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır. Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla kullanılmaktadır.
Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu gazlar havayı ve suyu kirletmektedir. Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür. Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

RÜZGAR ENERJİSİ KULLANIM ALANLARI:
1- Evler
2- İşletmeler
3- Park, bahçe ve cadde aydınlatmaları.
4- Sinyalizasyon
5- Sulama sistemleri.
6- Karavan, tekne ve mobil istasyonlar.
7- Elektrik enerjisi ihtiyacı olabilecek her yer
(Rüzgar ölçümleri uygun rapor edilmeyen yerlerde tavsiye edilmez)

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok artan yenilenebilir enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir. Günümüzde dünyadaki kullanım oranının çok düşük olmasına karşılık, 2020 yılında dünya elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr enerjisinden karşılanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Günümüzde rüzgâr enerjisinden üretilen toplam güç 40.301 MW civarındadır. Dünya'da rüzgardan enerji üretiminin %36,3'ü Almanya'da gerçekleştirilmektedir. Almanya toplamda 14.612 MW güç üretmektedir ve Almanya'nın elektrik enerjisi ihtiyacının % 5,6'sını karşılamaktadır. Rüzgâr gücünden en çok yararlanan diğer ülkeler sırasıyla İspanya, ABD, Danimarka, Hindistan, Hollanda, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık ve Çin'dir. Diğer tüm ülkeler toplamda 3.756 MW'lık güç üretimi ile % 9,3 paya sahiptirler.

Üstünlükleri
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi elektriğini üretebilmesi.

Rüzgâr türbinleri
Rüzgâr türbinleri, rüzgârdaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bir rüzgâr türbini genel olarak kule, jeneratör, hız dönüştürücüleri (dişli kutusu), elektrik-elektronik elemanlar ve pervaneden oluşur. Rüzgârın kinetik enerjisi rotorda mekanik enerjiye çevrilir. Pervane milinin devir hareketi hızlandırılarak gövdedeki jeneratöre aktarılır. Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi aküler vasıtasıyla depolanarak veya doğrudan alıcılara ulaştırılır.
Kullanımdaki rüzgâr türbinleri boyut ve tip olarak çeşitlilik gösterse de, genelde dönme eksenine göre sınıflandırılır. Rüzgâr türbinleri dönme eksenine göre "Yatay Eksenli Rüzgâr Türbinleri" (YERT) ve "Düşey Eksenli Rüzgâr Türbinleri" (DERT) olmak üzere iki sınıfa ayrılırlar.

Rüzgâr Türbini İç Yapısı
1. Makina Yeri (Nacelle)
Makina yeri, rüzgâr türbininin dişli kutusu ve elektrik üreteci dahil kilit parçalarını içerir. Servis personeli, makina yerine türbin kulesinden girebilir. Makina yeri solunda, rüzgâr türbini pervanesi yani pervane kanatları ve göbek bulunur.

2. Pervane Kanatları (Rotor Blades)
Pervane kanatları, rüzgârı yakalar ve rüzgârın gücünü pervane göbeğine aktarır. Modern bir 600 kW rüzgâr türbininde her pervane kanadının uzunluğu 20 metre kadardır ve bir uçak kanadı gibi tasarlanır.

3. Göbek (Hub)
Pervane göbeği, rüzgâr türbininin düşük hız miline bağlıdır.

4. Düşük Hız Mili (Low Speed Shaft)
Rüzgâr türbininin düşük hız mili, pervane göbeğini dişli kutusuna bağlar. Modern bir 600 kW rüzgâr türbininde dişli nispeten yavaş, dakikada 19 - 30 devir hızı ile döner. Bu mil aerodinamik frenlerin çalışması için hidrolik sisteme ait borular içerir.

5. Dişli Kutusu (Gearbox)
Dişli kutusunda, solda düşük hız mili bulunur. Sağdaki yüksek hız milinin, düşük hız milinden 50 kat hızlı dönmesini sağlar.

6. Mekanik Frenli Yüksek Hız Mili (High Speed Shaft with its mechanical brake)
Mekanik frenli yüksek hız mili, dakikada yaklaşık 1500 devir hız ile döner ve elektrik üretecini çalıştırır. Bir acil durum mekanik freni vardır. Mekanik fren, aerodinamik frenlerin çalışmaması durumunda veya türbin bakımdayken kullanılır.

7. Elektrik Üreteci (Electrical Generator)
Elektrik üreteci, genelde bir senkron üreteç veya asenkron üreteçtir. Modern bir rüzgâr türbinininde azami elektrik gücü genelde 500 - 1500 kW arasındadır.

8. Elektronik Kontrol Ünitesi (Electronic Controller)
Elektronik kontrol ünitesi, rüzgâr türbininin durumunu sürekli izleyen ve eğim mekanizmasını kontrol eden bir bilgisayar içerir. Bir arıza halinde (örneğin, dişli kutusu veya üretecin fazla ısınması) rüzgâr türbinini otomatik olarak durdurur ve telefon modem hattı vasıtasıyla türbin operatörünü bilgisayarına uyarı verir.

9. Hidrolik Sistem (Hydraulics System)
Hidrolik sistem, rüzgâr türbininin aerodinamik frenlerini içerir.

10. Soğutma Birimi (Cooling Unit)
Soğutma ünitesi, üreteci soğutmak için kullanılan bir soğutma birimini içerir. Ayrıca dişli kutusundaki yağı soğutmak için kullanılan bir soğutma birimi de içerir.

11. Kule (Tower)
Rüzgâr türbininin kulesi, makina yerini ve pervaneyi taşır. Genelde kulenin yüksek olması bir avantajdır, zira zeminden uzaklaştıkça rüzgâr hızları artar. Modern bir tipik 600 kW rüzgâr türbininde 40 - 60 metrelik bir kule bulunur.
Kuleler, dairesel veya kafes biçiminde olabilir. Dairesel kuleler türbinin tepesine ulaşmak için bir iç merdiven olabildiğinden personelin türbinlere bakması için daha güvenlidir. Kafes kulelerin avantajı başlıca daha ucuz olmasıdır.

12. Eğim Mekanizması (Yaw Mechanism)
Eğim mekanizması, pervane ile birlikte makina yerini rüzgâra karşı döndürmek üzere elektrik motorlarından yararlanılır.
Eğim mekanizması, yelkovanı kullanarak rüzgâr yönünü algılayan elektronik kontrol ünitesi tarafından çalıştırılır. Rüzgâr, yön değiştirdiğinde normalde türbin bir defada sadece birkaç derece eğilir.
13. Anemometre ve Yelkovan (Anemometer and Wind Wane)
Anemometre (Rüzgâr ölçer) ve yelkovan, rüzgâr hızı ve yönünü ölçmek için kullanılır.
Anemometreden gelen elektronik sinyaller, rüzgâr türbininin elektronik kontrol ünitesi tarafından rüzgâr hızı yaklaşık 5 m/s'ye yaklaştığında rüzgâr türbinini çalıştırmak için kullanılır. Bilgisayar, türbini ve çevresini korumak için rüzgâr hızı 25 m/s'yi aştığında türbini otomatik olarak durdurur.
Yelkovan, sinyalleri rüzgâr türbininin elektronik kontrol ünitesi tarafından rüzgâr türbinini rüzgâra karşı döndürmek üzere kullanılır.

Kaynak : www.meslekliseleri.org/ruzgarenerjisi-izmir.html


14 Ekim 2014 Salı

Öyle bir dünya tasarlayın ki içindeki bütün güzellikleri ile sizden sonraki nesillere hiç bozulmadan kalsın. Kanımca yaşadığımız bu elektromanyetik çağda artık bilgi çağını geride bıraktık ve insanlık  evrene dair yenilikler adına hayallerinin sınırlarını genişletiyor. Bütün bu değişim ve dönüşüme rağmen değişmen tek şey enerji olmuştur. Yani hayalleri gerçekleştirecek gücü ortaya çıkaracak olan enerji kaynağı… Bundan neredeyse 200 sene önce bu gücü buharla keşfetmiş ve buhara sahip olanında her şeyi yapabileceği inancı doğmuştu. Daha sonraki yıllarda ise insanlık fosil yakıtlara ve bunların türevlerini sınırsızca imkan buldukları her alanda kullanmışlardır.
Pek doğaldır ki  yaşadığımız hayat bu enerjilerle üretilen ve bu enerjileri kullanan makinelerle kolaylaşmıştı. Günlük hayatta işlerimiz bu makinelerle kolaylaşsın da ne olursa olsun anlayışı ortaya çıkmıştı. Kimsenin başını kaldırıp  çevreye bakmak aklına gelmezdi. Hatta ülkelerin gelişmişliği, bugün de geçerliliğini devam ettiren, kullanılan enerji miktarı ile ölçülürdü. Bu bir şekilde doğaya ve yaşadığımız çevreye dönük bir bilgi eksikliği, bilinç yoksunluğuydu. Bu bilgiye sahip olanların ise üretimleri ve yıllık kazançları çok daha önemli idi. Yapılan çevre katliamının gelecek nesillere ne kadar büyük bir haksızlık olduğunu, yakıp yıktığımız dünyamızın kaybettiğimiz güzelliklerinden arta kalan yıkıntı ve çevresel felaketlerin ortasında kalakaldığımız zaman anladık. Enerji uğruna tükettiğimiz temiz doğamıza olan ihtiyacımız biyolojik yaşantımızda zorunlu hale geldikçe değerini anlamaya başladık. Herhalde bugün ve gelecekte ülkelerin gelişmişlikleri konuşulurken tükettikleri enerji miktarı ile değil de , ürettikleri enerji oranınca çevrelerini ne kadar korudukları ve çevre bilinçleriyle ölçülecektir.
Kafamızı kaldırıp etrafımıza baktığımızda uzaklarda aradığımız enerjimizin yanı başımızda, bize hayat veren bir konumda olduğunu fark ettik. İçinde doğa güzelliği, deniz, güneş ve temiz hava olan bir enerji. Yenilenebilir bir enerji; doğadan gelen ve geldiği gibi doğaya giden hatta doğanın kendisi olan bir enerji. Güneşin, rüzgarın ve suyun var olduğu müddetçe devam eden bir enerji. Bittiğinde ise zaten insanlığın ve canlı yaşamın biteceği bir kaynaktan daha mükemmel ne olabilir ki?
Kirlettiğimiz  çevre  ile ilgili problemler arttıkça yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi artmış ve
bunlarla ilgili projeler de destek görmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda dünyada üretilen toplam elektrik enerjisinin yaklaşık olarak %10-15 lik bir bölümü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacaktır. Enerji kaynaklarının tükenmeye başladığı konusu  gündeme geldiği bu günlerde Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarından olan rüzgar ve güneş enerjisinin kullanımı daha bir önem kazanmaya başladı. Ülkemiz, uzun bir dönem rüzgar, güneş, jeotermal, su gibi yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarına dönüştürülemedi. Yalnız son yıllarda yapılan çalışmalar sonuç vermeye başladı. Rüzgar ve güneş ten elektrik üretmek için yatırımlar hızlandı. Rüzgar enerjisinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verdiği 100’e yakın  lisanstan işletmeye geçenlerin kurulu gücü yaklaşık 1400 megavata (MW) ulaştı. Halı hazırda ülkemizin elektrik üretiminin %1.7 si rüzgar enerjisinden karşılanmaktadır.